Küçük şeyler...

12 Haziran 2014 Perşembe

BCL 2 !





BCL 2 ! 

SEVGİ DEYİP GEÇMEYİN !..

NÖRONLARIN YAŞAMASI İÇİN SEVGİ, İLGİ VE ÜMİT GEREK.
 
Nezih Hekim, yakın dostu, ünlü 1402' liklerden Prof. Dr. Üstün Korugan'la beraber programlı hücre ölümü üzerine çalışıyor.
  

Nöronların ölmemesi için sadece sevgi yetmez, yanında mutlaka ilgi, ümit olacak. Ümit olmazsa hemen ölüme karar verir ve kendini ölüme terk eder. Aniden pat diye seni öldürmüyor ama, kötüye gidiyorsun. 

North Caroline Üniversitesi'nin son çalışması ‘‘Her gün en az 10 dakika sevdiğinizle, partnerinizle ten tene temas et, el ele, yanak yanağa olun’’ diyor. 

Periferik nöronlarımızın ölmemesi için sinyal almaları lazım, ten tene temas işte o sinyali sağlıyor. Eşler birbirine ‘‘Bana lazımsın, sana ihtiyacım var’’ sinyalini gönderiyor ve nöronlar da bu sayede yaşamlarına devam ediyor.

İnsan ömrü 120 yıla programlı, daha da uzatılmaya çalışılıyor ama, bu sefer başka problemler ortaya çıkıyor. Mesela hiçbir stresin, virüsün, bakterinin olmadığı, steril, bütün gıdalarının kontrollü verildiği biyolojik ortamda yaşayan farelerin hepsi kanserden öldü. ınsan mutlaka ölecek; programı öyle, bunu değiştirmek mümkün değil. 
Vücudumuzda toplam 1 milyar gen var ama, bir hücrede bir anda çalışanların sayısı 30-40 bin arası. Her hücrede ölümü kontrol etmek için yaklaşık 2860 gen var. Hücre ölmek ister ama, yanındaki hücre ölmesin diye ona BCL 2 diye bir sinyal gönderip ‘‘Sakın ölme’’ der.





 1402'likler !

Kaynak ; Vikipedi, özgür ansiklopedi
1402'likler, 12 Eylül Darbesi'nden sonra 1983 yılında, 1971 yılında çıkarılan 1402 sayılı yasanın ikinci maddesi sıkıyönetim komutanlığınca değiştirilerek, akademik personelden, devlet memuruna kadar kamuda çalışan birçok kişinin görevine son verildi.
Sıkıyönetim komutanlarının bölgelerinde genel güvenlik, asayiş veya kamu düzeni açısından çalışmaları sakıncalı görülen veya hizmetleri yararlı olmayan kamu personelinin statülerine göre atanması veya işine son verilmesi, yerel yönetimde çalışanların görevden uzaklaştırılması veya işlerine son verilmesi hakkındaki istemleri ilgili kurum ve organlarca derhal yerine getirilir.[1]
6 Kasım 1981'de çıkarılan 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu ile YÖK kuruldu.[2] Bundan sonra 1402 sayılı Sıkıyönetim Kanununun 2301 ve 2766 sayılı kanunla değişik maddelerince özellikle sol görüşlü olduğu düşünülen 71 Üniversite personeli YÖK tarafından görevlerinden uzaklaştırıldı. [3] İlk uzaklaştırmalar Şubat 1983'de başladı. [4] Genelkurmayın açılamalarına göre toplam 4891 kamu personeli görevden alınmış ve 38 profesör, 25 doçent, 10 yardımcı doçent'in 1402'lik olmuştur. Ancak 1402'lik olmasını istemediğinden bizzat istifa yolunu seçenleri dahil edildiğinde 20.000' civarında olduğu öne sürülmektedir.Bazı üniversiteler personel yokluğu nedeniyle bu yasa yüzünden zor duruma düşmüşlerdir. [5]
12 Mart 1986'da ilk kez, Ankara İdare mahkemesi 1402'liklerin tüm aylık ve özlük haklarıyla göreve başlatılmaları gerektiği belirtildi ve çalışmadıkları sürelerde mahrum kaldıkları gelirlerin de tazminat olarak ödenmesi öngörüldü. [6] SHP Milletvekilleri 3 Mayıs 1990'da 1402 sayılı sıkıyönetim yasasında değişiklik için TBMM'ne teklif sundu.[7] Bundan önce, 3 Şubat 1990'da Danıştay kararınca uzaklaştırılan öğretim üyelerine dönüş için izin verildi.[8] Bu kararla ilk dönen öğretim üyesi Hüseyin Hatemi oldu. [9]
2003 yılında AKP tarafından, bu yasayla tutuklanıp tahliye olan devlet memurlarına memnu haklarının iadesi için yasa teklifi hazırlandı

İNSANLARIN KANATLARI YOK


 

 

  İnsanların kanatları yok,

İnsanların kanatları yüreklerinde .        

  Human beings don't have wings, 

 Their wings are in their hearts 

             Nazım Hikmet










9 Haziran 2014 Pazartesi

Kırkyama / Patchwork










Özlem için…
                                                 27.06.2014








Nadi için…



Tuana ve Melek için…





KİTAP AYRAÇLARI














Köylü güzeliydi; modern bir kız oldu.









   Yıldız hanım için…

 





   


                

          



  

























                     








   Rüzgar için…